Hakkında bir şey yazmanın gereksiz olacağı, kendini ispatlamış mekanlardan birisi Topçunun Yeri. 1957 yılından beri İzmir'de çöp şişi ile adını duyurmuş bir lokanta. Söylendiğine göre İzmir'de ilk çöp şiş bu mekanda yapılmış.
Çöp şişin yanı sıra onlarca ızgara ve tava çeşidi, mezeleri ve inanılmaz tatlı çeşitleriyle İzmir'e her yolum düştüğünden en çok uğradığım mekandır. En güzel özelliği de 24 saat açık olmasıdır. İzmir'in en merkezi yerlerinden birinde, Pasaport'ta bulunmaktadır.
Duvarlarındaki ekranlarda Topçu'yu ziyaret etmiş ünlülerin fotoğrafları dönüp durmaktadır. Siyah beyaz fotoğraflardan başlayıp günümüze dek uzanan bir ünlüler geçidi size yemekte eşlik eder. ( Benim gibi 2 günde 4 defa giderseniz bir süre sorna ezberlersiniz :) )
Garsonları ve komileri işinin ehli, müşteriyi ve masaları takip eden, hizmeti kusursuz bir şekilde yerine getiren, mekanın adına layık insanlardır.
İnternet sitesi burada.
26 Kasım 2008 Çarşamba
Kahveci Ömer Usta - İzmir
Kahve, benim bildiğim cezvede pişer. Ama İzmir'de doğrudan fincanda pişiriyorlar. Söylendiğine göre Osmanlı Usulü böyleymiş. Sitede şöyle anlatılıyor:
İzmir'de Kemeraltı'nda bulunana Kızlarağası Hanı'nın arka sokaklarından birinde, yanyana bir kaç tane "Fincanda Pişen Kahveci" bulunuyor. Ben ilk gittiğimde tesadüfen oraya oturduğum için her seferinde yine Ömer Usta'ya giderim.
Açık, kapalı ve yarı kapalı alanları blunan, açık mekanlarda kışın bile müstakil ısıtıcılarla ısınabildiğiniz sedirli tabureli çok şirin bir dükkan Ömer Ustanınki. Her yerde ünlülerle fotoğraflar ve mekanla ilgili gazete haberleri bulunuyor.
Alıştığımız kahveden biraz daha bol kahveli, bol köpüklü gayet güzel bir kahvedir içtiğimiz. Ateşte doğrudan pşitiği için korka korka tuttuğum fincanın sapı sıcak değildir, korkmayın. Benim gibi kahveden çok çay tiryakisiyseniz üzerinde bir de çay için, daha da güzel oluyor kahveniz.
Fotoğraf makinenizi çıkarttığınızda Ömer Usta hemen gelip dükkanının önünde size poz veriyor.
Kahmeci Ömer Usta'nın internet sitedi de burada.
Fincanda pişen Osmanlı Usulü Türk Kahvesi Mimar Sinan zamanında Konya-Karamandan Üsküp ve Saraybosna (Sarejevo) şehrine giden cami, han, hamam ve köprü inşaatlarında taş işçisi olarak çalışan atalarımız tarafından pişirilmekteydi. Bu inşaatlarda çalışan taş işçileri bir yandan çalışırken üşümemek için yaktıkları mangal ateşine fincanlarını sürerek kahvelerini kül içerisinde pişirirlermiş. Hem taş kesip, taş oymacılığı yaparken hem de kahvelerini içerlermiş. Bu iş için ayrıca bir cezve kullanmazlarmış
İzmir'de Kemeraltı'nda bulunana Kızlarağası Hanı'nın arka sokaklarından birinde, yanyana bir kaç tane "Fincanda Pişen Kahveci" bulunuyor. Ben ilk gittiğimde tesadüfen oraya oturduğum için her seferinde yine Ömer Usta'ya giderim.
Açık, kapalı ve yarı kapalı alanları blunan, açık mekanlarda kışın bile müstakil ısıtıcılarla ısınabildiğiniz sedirli tabureli çok şirin bir dükkan Ömer Ustanınki. Her yerde ünlülerle fotoğraflar ve mekanla ilgili gazete haberleri bulunuyor.
Alıştığımız kahveden biraz daha bol kahveli, bol köpüklü gayet güzel bir kahvedir içtiğimiz. Ateşte doğrudan pşitiği için korka korka tuttuğum fincanın sapı sıcak değildir, korkmayın. Benim gibi kahveden çok çay tiryakisiyseniz üzerinde bir de çay için, daha da güzel oluyor kahveniz.
Fotoğraf makinenizi çıkarttığınızda Ömer Usta hemen gelip dükkanının önünde size poz veriyor.
Kahmeci Ömer Usta'nın internet sitedi de burada.
Laterna - Ankara
Çankaya, Tunus Caddesi 50 Numarada bulunan şirin bir Rum tavernası.
Döşeme, masalar ve aksesualar size bir deniz havası estiriyor. Her yerde bulunan boş Ouzo şişeleri ve Ouzo'nun menü de de içecekler arasında bulunması ise bu havayı Yunanistan taraflarından getiriyor.
Menüde bir çok değişik ve lezzetli meze var. Sıcaklar ve soğuklar o kadar zengin ki daha sonra ızgara ve balık söylemek istemeyebilirsiniz.
Canlı müzik gürültü içinde kayboluyor. Taverna havasındaki bir yerde kimse müzikle ilgilenmeyince ortamın havası da biraz bozuluyor aslında. Bir gitar ve bir mandolinden oluşan canlı müzik çok başarılır. Benim gittiğim gece Türkçe müzik gecesiydi. 80'li yılların pop müzk parçalarından oluşan gayet başarılı ve güzel icra edilen bir repertuar vardı. Aynı ikili, hafta sonları ise Yunan müziği icra ediyorlarmış; ben henüz dinleyemedim.
Garsonlar meyhane garsonu değil. Daha çok, Arjantin Caddesinde bulunan lüks/ciks mekanların bitirim garsonlarına benziyorlar. Meyhane ya da taverna havasındaki bir yerde biraz daha kıdemli ve işi daha iyi bilen garsonlar olmalı diye konuştuk aramızda. Çocuklar kötü değil yanlış anlaşılmasın, sadece mekanın imajına uymamışlar.
Bu arada bütün garsonların üzerinde yazan "OUZO CONNECTING PEOPLE" yazısı da dikkatinizden kaçmasın.
Mekana ait bir internet sitesi bulamadım.
Tam adres : Tunus Caddesi 50/B Kavaklıdere Ankara
Telefon : 0 312 468 58 51
Döşeme, masalar ve aksesualar size bir deniz havası estiriyor. Her yerde bulunan boş Ouzo şişeleri ve Ouzo'nun menü de de içecekler arasında bulunması ise bu havayı Yunanistan taraflarından getiriyor.
Menüde bir çok değişik ve lezzetli meze var. Sıcaklar ve soğuklar o kadar zengin ki daha sonra ızgara ve balık söylemek istemeyebilirsiniz.
Canlı müzik gürültü içinde kayboluyor. Taverna havasındaki bir yerde kimse müzikle ilgilenmeyince ortamın havası da biraz bozuluyor aslında. Bir gitar ve bir mandolinden oluşan canlı müzik çok başarılır. Benim gittiğim gece Türkçe müzik gecesiydi. 80'li yılların pop müzk parçalarından oluşan gayet başarılı ve güzel icra edilen bir repertuar vardı. Aynı ikili, hafta sonları ise Yunan müziği icra ediyorlarmış; ben henüz dinleyemedim.
Garsonlar meyhane garsonu değil. Daha çok, Arjantin Caddesinde bulunan lüks/ciks mekanların bitirim garsonlarına benziyorlar. Meyhane ya da taverna havasındaki bir yerde biraz daha kıdemli ve işi daha iyi bilen garsonlar olmalı diye konuştuk aramızda. Çocuklar kötü değil yanlış anlaşılmasın, sadece mekanın imajına uymamışlar.
Bu arada bütün garsonların üzerinde yazan "OUZO CONNECTING PEOPLE" yazısı da dikkatinizden kaçmasın.
Mekana ait bir internet sitesi bulamadım.
Tam adres : Tunus Caddesi 50/B Kavaklıdere Ankara
Telefon : 0 312 468 58 51
25 Kasım 2008 Salı
Ciğerimi Ye - İzmir
Ciğer budur. İzmir'de, Kıbrıs Şehitleri Caddesi'de küçük bir mekan. İçeride 3-4 masa var, dışarıya da taşabildiği kadar taşıyor uygun olan havalarda. Menüde sadece ciğer var. Pilav, turşu falan da garnitür babından.
İnce ince dilimlenmiş ve unlanmış ciğerler, kızgın yağda istediğiniz kadar pişiyor. Size de sadce yemek kalıyor. Ciğerin bir çok türünü yedim ama bu şekli bir harika. İzmir deyince benim aklıma sadece burası geliyor artık.
Ciğerin üzerine de tahinli kemalpaşa tatlısı yediniz mi, acıksak da bir daha gelsek buraya diye düşünüyorsunuz.
İnternet sitesi de burada.
İnce ince dilimlenmiş ve unlanmış ciğerler, kızgın yağda istediğiniz kadar pişiyor. Size de sadce yemek kalıyor. Ciğerin bir çok türünü yedim ama bu şekli bir harika. İzmir deyince benim aklıma sadece burası geliyor artık.
Ciğerin üzerine de tahinli kemalpaşa tatlısı yediniz mi, acıksak da bir daha gelsek buraya diye düşünüyorsunuz.
İnternet sitesi de burada.
9 Kasım 2008 Pazar
Ayder Grup - Kongre/Seminer
Karadeniz turuyla kendisine hayran olduğum Ayder Turizm'in kongre/seminer organizasyon bölümü. 3 farklı otelde konaklayan 1000 katılımcının tek ana salonda yapılan koskoca bir kongresinde bizleri ağırladılar.
Kongre kapsam ve katılımcı sayısı itibariyle oldukça büyük bir kongreydi. Ben katılımcı olarak hiç bir sorun yaşamadım. Gözlemlediğim ve daha önce tecrübelerimle kıyasladığım kadarıyla mükemmele yakın bir organizasyondu.
Umarım Ayder'in düzenlediği bir kaç kongreye daha katılma imkanım olur.
İnternet Sitesi Burada
Kongre kapsam ve katılımcı sayısı itibariyle oldukça büyük bir kongreydi. Ben katılımcı olarak hiç bir sorun yaşamadım. Gözlemlediğim ve daha önce tecrübelerimle kıyasladığım kadarıyla mükemmele yakın bir organizasyondu.
Umarım Ayder'in düzenlediği bir kaç kongreye daha katılma imkanım olur.
İnternet Sitesi Burada
Sueno Hotels Beach - Side - Antalya
Bir kongre nedeniyle "sezon dışı" dönemde konakladığım bir tatil köyü. Bir çok iç tesisi, su kaydırakları ve dahili lunaparkı bu sebeple kapalıydı. Konaklayan 200-300 turist dışında biz kongre "sakinlerini" ağırladı.
Bu haliyle hizmeti çok iyiydi. Yemeklerde her stand çifter çifter hazırlanmış, sıra uzamıyor, çok fazla beklemiyorsunuz. Hiç bir şey bitmiyor, biterse yeniden geliyor, başka masalara bakıp imrenmiyorsunuz. Garsonlar güler yüzlü, hizmet hızlı. Yemeğin ilk dakikalarındaki yoğunlukta bile bir şeyi aksatmıyorlar.
Odalar güzel, temiz, ferah. "Göl evleri" denilen bölümdeki odalar, daha doğrusu odaların baktığı göl çok keyifli gibi duruyor. her evin önünde kendi "iskelesi" var, odalar ve havuz ağaçların içinde.
Kumsal göz alabildiğine uzun. Yakınlarıdna başka tatl köyü yok sanıyorum. Bir yanında bir inşaat vardı ama bitince ne olur bilemem. Yin de oldukça geniş bri sahili mevcut. Deniz kum ve harika. Havuzları saymadım sanıyorum 4-5 tane, değişik çeşitlerde havuz var.
Sezonda tatil tercihim tatil köyü olursa ilk olarak denemek istediğim bir yer olarak şimdilik anılarımda yer etmiş durumda.
İnternet Sitesi Burada
Bu haliyle hizmeti çok iyiydi. Yemeklerde her stand çifter çifter hazırlanmış, sıra uzamıyor, çok fazla beklemiyorsunuz. Hiç bir şey bitmiyor, biterse yeniden geliyor, başka masalara bakıp imrenmiyorsunuz. Garsonlar güler yüzlü, hizmet hızlı. Yemeğin ilk dakikalarındaki yoğunlukta bile bir şeyi aksatmıyorlar.
Odalar güzel, temiz, ferah. "Göl evleri" denilen bölümdeki odalar, daha doğrusu odaların baktığı göl çok keyifli gibi duruyor. her evin önünde kendi "iskelesi" var, odalar ve havuz ağaçların içinde.
Kumsal göz alabildiğine uzun. Yakınlarıdna başka tatl köyü yok sanıyorum. Bir yanında bir inşaat vardı ama bitince ne olur bilemem. Yin de oldukça geniş bri sahili mevcut. Deniz kum ve harika. Havuzları saymadım sanıyorum 4-5 tane, değişik çeşitlerde havuz var.
Sezonda tatil tercihim tatil köyü olursa ilk olarak denemek istediğim bir yer olarak şimdilik anılarımda yer etmiş durumda.
İnternet Sitesi Burada
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
Çok sıradan, binlerce çeşidi bulunan ama vazgeçilmez bir sofra nesnesidir tuzluk. Her ne kadar tuzu elle "çimdikleyip" parmaklarla...
-
Devletşah isimli bir bloga dadandım, aman diyeyim düşmanların başına. Hani siz de bakmayın diye veriyorum adresini. Sabahtan akşama yemek mu...
-
Yurtiçi Kargo'nun beceriksizliğine rağmen Calibro'ya bugün kavuştum. 6 saatlik kullanımdan sonra biraz fikir sahibi oldum. Elektroni...
