gözümün ucunda sestin
dilimin ucunda ışık
içine onlarca sır koyduğum bir simli sandık
ki sen açmazsan
ben bile görmedim nedir
sen alıp dudaklarını gittiğin zaman
bilmedim sırrımı
dert midir nedir
saçına döküldü sesim duymadın
elim yanağında yandığı zaman
söylemedi dilim lâl midir nedir
27 Nisan 2012 Cuma
19 Nisan 2012 Perşembe
y
en güzeli yağmurların
benim yağdığım
hani sanki sen gibi
içinden serin rüzgarların geçtiği
camı çalıp çalıp kaçan
yaprakların havada uçuştuğu
hani camın kırık yerinden içeri sızan o kokunun
mumun alevine değince buhar olup da odaya dolduğu
en güzeli yağmurların
benim yağdığım
hani böyle
hani sanki
hani sen gibi
benim yağdığım
hani sanki sen gibi
içinden serin rüzgarların geçtiği
camı çalıp çalıp kaçan
yaprakların havada uçuştuğu
hani camın kırık yerinden içeri sızan o kokunun
mumun alevine değince buhar olup da odaya dolduğu
en güzeli yağmurların
benim yağdığım
hani böyle
hani sanki
hani sen gibi
13 Nisan 2012 Cuma
.
- Yeşim'e
ben
içinden geçtim senin
önünden geçtim
uyuduğun evlerin duvarlarına dayayıp başımı
rüyalarını gördüm
her düşüşünde seninle irkildim
sen bilmedin
gözlerinden geçtim uzaklara dalmış bakarken
bilmediğin dildeki şarkıları dinlerken sözlerinden geçtim
deniz dedin tuzundan
yağmur dedin suyundan
gece dedin karanlığından geçtim
bakacağın yerlerde bekledim hep
gideceğin yerlerden geçtim
ben
adından geçtim senin
gözlerinden geçtim
saçlarından, avuçlarından, boynundan, kokundan geçtim
içinden geçtim senin
sen bilmedin
11 Nisan 2012 Çarşamba
veda
ömrümde olsun diye beklediğim kadınlar
sanki yan masada birer hoş sedâydılar
belki çok uzak gibi belki çok yakındılar
görüşürüz dedim ben oysa elvedaydılar
hû
sanki yan masada birer hoş sedâydılar
belki çok uzak gibi belki çok yakındılar
görüşürüz dedim ben oysa elvedaydılar
hû
10 Nisan 2012 Salı
ebced
takvimin obirinde
aylardan nisan iken
ikibinonikide
ebcedini düşürdüm ay altında bu şehre
artık seni benden gayri
kim bilirse bilsin
kim koklarsa koklasın düşümdeki saçları
ışığa aldırmadan kavşağa giren araçmışım gibi
kim çarparsa çarpıp kaçsın umrumda değil
dirseğinin dirseğime değmişliğini alıp gidiyorum
dirseğinsiz diyarlara
ve çürütene kadar diseklerimi
dayayıp içiyorum tahtalara
ebcedini düşürdüm bu şehrin ortasında bahar açmış dallara
sen de riyakar olma
her zaman olmasa da
biraz beni hatırla
hû
aylardan nisan iken
ikibinonikide
ebcedini düşürdüm ay altında bu şehre
artık seni benden gayri
kim bilirse bilsin
kim koklarsa koklasın düşümdeki saçları
ışığa aldırmadan kavşağa giren araçmışım gibi
kim çarparsa çarpıp kaçsın umrumda değil
dirseğinin dirseğime değmişliğini alıp gidiyorum
dirseğinsiz diyarlara
ve çürütene kadar diseklerimi
dayayıp içiyorum tahtalara
ebcedini düşürdüm bu şehrin ortasında bahar açmış dallara
sen de riyakar olma
her zaman olmasa da
biraz beni hatırla
hû
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
uykusuzluk üzre yazılmıştır 1
gözümden akan uyku nereye kaçtın madem kaçacaktın ben neden yattım sen kaçıp gidince ben bana kaldım gökte yıldızları sayar dururum kapadın ...
-
Çok sıradan, binlerce çeşidi bulunan ama vazgeçilmez bir sofra nesnesidir tuzluk. Her ne kadar tuzu elle "çimdikleyip" parmaklarla...
-
Devletşah isimli bir bloga dadandım, aman diyeyim düşmanların başına. Hani siz de bakmayın diye veriyorum adresini. Sabahtan akşama yemek mu...
-
Yurtiçi Kargo'nun beceriksizliğine rağmen Calibro'ya bugün kavuştum. 6 saatlik kullanımdan sonra biraz fikir sahibi oldum. Elektroni...